Ud (veya UT) enstrümanı adını, halk arasında “ÖDAĞACI”= “SARISABIR AĞACI” olarak bilinen “ALOE VERA” adlı Zambakgiller familyasına mensup şifalı bir bitkinin Arapça ismi olan “ELOUD” sözcüğünden almıştır (Aloe ailesinde yalnız Aloe Vera sarı çiçekler verir. Bu sebeple halk arasında Sarısabır olarak isimlendirilmiştir). Asya orjinli bir enstrüman olan ud, organolojik olgunluğuna önasyada ulaşmış, özellikle Arap aleminin demirbaş ve dinamo enstrümanı haline gelmiştir. Tarihsel süreçte Avrupa’ya 2 yoldan geçmiştir:
1) Endülüs Emevileri ile Afrika üzerinden İspanya’ya ve sonra tüm Avrupa’ya
2) Haçlı Seferleriyle.
Arapça bir belirleme edatı olan “EL” ekinin çoğu Avrupa dillerindeki karşılığının L harfi ile başlaması sebebiyle de Avrupalılar tarafından ud enstrümanına “LUTH”, “LİETO”, v.b. isimler verilmiştir [NOT: Günümüzde genel olarak bütün enstrüman yapımcılarına “LUTHİER (Türkçe LUTİYE veya LÜTYE)” denilmekte olup, bu kelime Fransızca ud anlamına gelen “LUTH” sözcüğünden türemiştir]. Türkçe’de ise her hangi bir belirleme edatı olmadığı için “ELOUD” kelimesi dilimize, “el” eki atılarak doğrudan ud veya ut şeklinde ithal edilmiştir. Ud sazının Avrupa seyahati esnasında geçirmiş olduğu değişimler, ortaya “LAVTA” adı verilen enstrümanın çıkmasına neden olmuştur. Günümüzdeki haliyle lavta, teknesi (gövdesi) uda göre daha küçük, daha az dilimli ve aynı zamanda da klavyesi perdeli bir enstrümandır.
Avrupalılar, lavtayı özellikle “BAROK” dönemde, bas ve akor partisyonlarını seslendirecek şekilde bir eşlik sazı olarak klasik müziklerinde dahi kullanmışlardır. Gitar enstrümanının da ud ve lavtadan türediği düşünülmektedir. Son yıllarda, ud icra tekniklerindeki ilerlemeler ve enstrümanın çok sesliliğe elverişli yapısı, tüm dünyadaki alternatif müzik arayışlarıyla birlikte, udun geleneksel müzikler dışında, caz müziğinden elektonik müziğe kadar her tür müziğin içersinde yerini almasına neden olmuştur. Özellikle etnomüzikolojik öğelerin ön plana çıktığı, globalleşen dünyada kültürel ve sanatsal sentezlerin yapıldığı günümüzde, ud enstrümanı da pek çok Uluslararası müzikal projenin odak noktası haline gelmiştir. Ud enstrümanı, Arap ülkeleri başta olmak üzere Türkiye, Yunanistan, İran, İsrail, Azerbaycan, Ermenistan ve Türki Cumhuriyetlerde rağbet gören bir enstrümandır. Türk ud icracıları arasından virtüozite seviyesine ulaşmış sanatçılar olduğu gibi, Arap icracılardan da bu işin doruk noktasına ulaşmış olanları mevcuttur.